İtiraf etmeliyim ki eski temayı yaparken blog mantığından bihaberdim. Bir web sitem olmasını o kadar istiyordum ki içine ne koyacağımı bile tam belirleyememiştim. Derme çatma bir tema ve demode kişisel web sitesi yapısıyla bir şeyler yapmaya çalışmıştım. En azından her şeyiyle bana aitti.
Site yapmayı da bu temayı yaparken öğrendim diyebilirim. Sonra kendimi biraz daha geliştirip SihirliHikaye.com için bir tema tasarladım, kendimi biraz daha geliştirince de SihirliHikaye.com‘un temasını güncelledim.
En büyük gelişmeyi de bir firma için basit bir site tasarlama işi aldığımda kaydetmiştim. Alacağım paranın hakkını vermek için ne kadar da uğraşmıştım. (Sonra adam siteyi beğendiğini söylediği halde beni aylarca peşinde koşturdu da bir türlü paramı alamadım. Ben de siteyi vermedim.)
“Aynı nehirde iki kez yıkanamazsın” mantığıyla sürekli kendimi geliştirme çabasındayım. Bu siteye de almak istediğim işlere açılan, bir kapı mantığıyla yaklaşıyorum. Yani ne kadar site yaparsam yapayım en iyisi bu site olmalı. Bu açıdan eski temayı yenileme ihtiyacı hissettim.
Eski Temayı Yaparken:
WordPress’in en büyük eksiği olarak gördüğüm sayfalama özelliği için “wp-pagenavi” eklentisini ve google-sitemap-generator, nextgen-gallery, si-captcha-for-wordpress, wp-spamfree eklentilerini kullanmıştım. Ayrıca “ekmek kırıntısı” özelliğini sağlayan ve şiirlerim için de açılan sayfadaki şiirin türünü, ölçüsünü vs. listeleyen akla ziyan bir eklenti yazmıştım. Sadece, sitenin temasını güncellediğimde; sitenin alt kısmında yazan “Hibuu 1.0” yazısındaki sürüm numarası kısmını otomatik güncelleyecek kodu bile yazmakta ne kadar zorlanmıştım. (Yeni temada yazdığım kod bir satır bile tutmadı.)
Artık kendimi biraz daha “olmuş” sayarak yeni temamı yayınlıyorum. Geçmişteki cehaleti daha fazla konuşmanın bir anlamı yok!
- {{contentBtn.label}}
- {{contentCounts[331].likes}}
- {{contentCounts[331].dontlikes}}